| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
"Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım:" |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Böylece de en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim sana. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Böylece sana, en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim. |
| Ahmet Tekin Meali |
“Sana kudretimizin ve peygamberliğinin delili olan en büyük mûcizelerimizden bazılarını gösterelim istedik.” |
| Ahmet Varol Meali |
Böylece sana, büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım. |
| Ali Bulaç Meali |
'Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.' |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Bunları, sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Ki büyük ayet ve mucizelerimizden sana gösterelim. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
“Ta ki, sana en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim.” |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
“Böylece sana en büyük mucizelerimizden birini göstermek istiyoruz.” |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
21,22,23. Allah: "Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük mucizelerimizi sana göstermemiz için elini koltuğunun altına koy da, diğer bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz çıksın" dedi.* |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
22,23. “Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın.”[356]* |
| Diyanet Vakfı Meali |
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim. |
| Edip Yüksel Meali |
"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını gösterelim." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık." |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
ki sana en büyük âyetlerimizden gösterelim |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«Tâki sana en büyük âyetlerimizden (birini daha) gösterelim». |
| Hayrat Neşriyat Meali |
“Tâ ki sana en büyük mu'cizelerimizden bazılarını gösterelim!” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
“Sana ayetlerimizden en büyüğünü göstereceğiz.” |
| Kadri Çelik Meali |
“Öyle ki sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.” |
| Mahmut Kısa Meali |
“Ki böylece, sana büyük mûcizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım.” |
| Mehmet Türk Meali |
“(Bütün bunları) sana en büyük mûcizelerimizden (bir kısmını)1 gösterelim diye (emrediyoruz.)”* |
| Muhammed Esed Meali |
ki böylece sana büyük mucizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım. |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
ki bu sayede, sana en büyük (ilâhî kudret) delillerimizden birini gösterebilelim…”[2565]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Tâ ki, sana en büyük âyetlerimizden gösterelim.» |
| Suat Yıldırım Meali |
Böylece sana en büyük mûcizelerimizden birini göstermek istiyoruz. |
| Süleyman Ateş Meali |
Ki sana en büyük mu'cizelerimizden bazılarını göstermiş olalım |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Bunları yapmamız, en büyük belgelerimizden (ayetlerimizden) bazısını sana gösterelim diyedir. |
| Şaban Piriş Meali |
Sana büyük mucizelerimizden gösterelim. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Böylece sana en büyük âyetlerimizden birini gösterelim. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz." |
| M. Pickthall (English) |
That We may show thee (some) of Our greater portents, |
| Yusuf Ali (English) |
"In order that We may show thee (two) of our Greater Signs. |