| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle (öğren, tebliğ ve tatbik et ki vazifen ağırdır.) ” |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve seni seçtim ben, dinle vahyedileni. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Ben, seni kendime elçi olarak seçtim. Öyleyse sana vahyolunanı dinle. |
| Ahmet Tekin Meali |
“Ben vahy ile irtibat kurmak için hayırlı biri olarak seni seçtim. Şimdi sana vahyolunacak şeyleri dinle.”* |
| Ahmet Varol Meali |
Ben seni seçtim. Artık vahyolunanı dinle. |
| Ali Bulaç Meali |
'Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle.' |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Mûsa) ben, seni Peygamberliğe seçtim. Şimdi (sana) vahy olunacak şeyleri dinle: |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Ben seni peygamberlik için seçtim. Artık sen, vahyedilenlere kulak ver. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Ben seni seçtim. Artık vahyolunanları dinle! |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
“Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle!” |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Ben seni seçtim; artık vahyolunanları dinle." |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle.” |
| Diyanet Vakfı Meali |
Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver. |
| Edip Yüksel Meali |
"Ben seni seçtim, öyleyse vahyolanı dinle." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Ben seni seçtim, şimdi (sana) vahyolunacak şeyleri dinle." |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve ben, seni ıhtiyar buyurdum şimdi verilecek vahyi dinle |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Ben seni (peygamberliğe) seçdim. Şimdi vahy olunacak şeyleri dinle: |
| Hayrat Neşriyat Meali |
“(Ey Mûsâ!) Ben seni (peygamberliğe) seçtim; şimdi (sana) vahyedileni dinle!” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
“Ben seni (elçi) seçtim. Artık vahy olunanı dinle.” |
| Kadri Çelik Meali |
“Ben seni seçmiş bulunmaktayım; bundan böyle vahyolunanı dinle.” |
| Mahmut Kısa Meali |
Ey Mûsâ, seni kendime elçi olarak seçtim; şimdi sana vahyedilenleri dinle: |
| Mehmet Türk Meali |
“Ve seni Ben, (Peygamber) seçtim. Derhâl sana vahyolunan sözleri (hakkıyla) dinle.” (diye seslenildi.) |
| Muhammed Esed Meali |
Ben seni [kendime elçi olarak] seçtim; öyleyse artık [sana] vahyolunanı dinle! |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve Ben seni (elçi olarak) seçtim; bundan böyle artık sana vahyedileni dinle![2557]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Ve ben seni ihtiyar ettim, şimdi vahyolunacak şeyi dinle.» |
| Suat Yıldırım Meali |
Peygamberliğe seçtim seni, Öyleyse iyi dinle sana vahyedileni! [7, 144] |
| Süleyman Ateş Meali |
Ben seni seçtim, şimdi vahyolunanı dinle. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Ben seni seçtim. Şimdi sana bildirilecek şeyleri dinle. |
| Şaban Piriş Meali |
-Ben, seni seçtim, Sana vahyolunanı dinle. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Seni peygamber seçtim; şimdi sana vahyedileni dinle. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Ve ben seni seçtim; o halde vahyedilecek olanı dinle!" |
| M. Pickthall (English) |
And I have chosen thee, so hearken unto that which is inspired. |
| Yusuf Ali (English) |
"I have chosen thee: listen, then, to the inspiration (sent to thee). |