| Abdullah-Ahmet Akgül Meali | 
                Ne (öldürüp) alıkoyar, ne (serbest) bırakır. (Kâfirler ve zalimleri sürekli azapla kıvrandırır.)  | 
              
                        
                | Abdulbaki Gölpınarlı Meali | 
                Yakar bitirir de gene bırakmaz. | 
              
                        
                | Abdullah Parlıyan Meali | 
                İçerisine atılan kimsede ne hayat bırakır, ne de ölüme terkeder. | 
              
                        
                | Ahmet Tekin Meali | 
                Cehennem, içine attıklarımızdan geriye hiçbir şey bırakmaz. Ne rahat bırakır, ne yakasını bırakır. | 
              
                        
                | Ahmet Varol Meali | 
                Ne (insanın bedeninden) bir şey bırakır, ne de (sürekli yakıp durmaktan) vazgeçer. | 
              
                        
                | Ali Bulaç Meali | 
                Ne alıkoyar, ne bırakır. | 
              
                        
                | Ali Fikri Yavuz Meali | 
                (İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz. | 
              
                        
                | Bahaeddin Sağlam Meali | 
                O, hiçbir şeyi geri bırakmaz ve (hiçbir azaptan) vazgeçmez. | 
              
                        
                | Bayraktar Bayraklı Meali | 
                26,27,28,29,30. İşte ben onu Sekar'a sokacağım. Sekar'ın ne olduğunu nereden bileceksin? Bırakmayan ve terk etmeyen bir ateştir. İnsanın derisini kavurur; orada on dokuz bekçi vardır.[693]*  | 
              
                        
                | Cemal Külünkoğlu Meali | 
                (İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz. | 
              
                        
                | Diyanet İşleri Meali (Eski) | 
                O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer. | 
              
                        
                | Diyanet İşleri Meali (Yeni) | 
                Geride bir şey koymaz, bırakmaz. | 
              
                        
                | Diyanet Vakfı Meali | 
                Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. | 
              
                        
                | Edip Yüksel Meali | 
                Ne bırakır, ne de yüklenir (tam ve mükemmel), | 
              
                        
                | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 
                Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. | 
              
                        
                | Elmalılı Meali (Orjinal) | 
                Ne bakıyye kor ne bırakır | 
              
                        
                | Hasan Basri Çantay Meali | 
                Hem (bedeninden hiçbir eser) bırakmaz (hepsini helak eder), hem yine (eski haaline getirib aynı azâbı yapmakdan) vaz geçmez o, | 
              
                        
                | Hayrat Neşriyat Meali | 
                28,29. (O,) ne (et, kemik) bırakır, ne de terk eder! (Ölmezler ki kurtulsunlar!) İnsana çok susamıştır! | 
              
                        
                | İlyas Yorulmaz Meali | 
                O ne yok eder, nede bırakır. | 
              
                        
                | Kadri Çelik Meali | 
                Ne bırakır ve ne de terk eder. | 
              
                        
                | Mahmut Kısa Meali | 
                Hem tüm bedeni yakarak insanı hayatta bırakmaz, hem de onueski haline getirir ve azap etmekten vazgeçmez!  | 
              
                        
                | Mehmet Türk Meali | 
                28,29. O, her şeyi yakan, insanın yakasını asla bırakmayan1 ve derilerini kavuran (bir cehennem)dir. *  | 
              
                        
                | Muhammed Esed Meali | 
                O ne yaşatır, ne de [ölüme] terk eder, | 
              
                        
                | Mustafa İslamoğlu Meali | 
                O ne (diri) bırakır, ne de (ölüme) terk eder;[5419]*  | 
              
                        
                | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | 
                Ne bırakır, ve ne de terkeder, | 
              
                        
                | Suat Yıldırım Meali | 
                O, içine atılanı yer, bitirir. Yine de bırakmaz, eski haline çevirip bu işi tekrar eder.  | 
              
                        
                | Süleyman Ateş Meali | 
                (Geride bir şey) Komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder). | 
              
                        
                | Süleymaniye Vakfı Meali | 
                O, ne yaşatır ne yok eder[*]!*  | 
              
                        
                | Şaban Piriş Meali | 
                O, ne geri bırakır ne de vazgeçer. | 
              
                        
                | Ümit Şimşek Meali | 
                Ne iz bırakır, ne vazgeçer.(3)*  | 
              
                        
                | Yaşar Nuri Öztürk Meali | 
                Ortada bir şey bırakmaz, hiçbir şeyi görmezlik etmez o. | 
              
                        
                | M. Pickthall (English) | 
                I leaveth naught; It spareth naught | 
              
                        
                | Yusuf Ali (English) | 
                Naught doth it permit to endure, and naught(5792) doth it leave alone!-*  |