| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Artık (onlar) ne ayağa kalkmaya güç yetirebiliyor, ne yardım bulabiliyordu. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Derken ne ayakta durmıya güçleri kalmıştı, ne de bir yardım görmüşlerdi. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Çünkü ne ayakta durmaya güçleri kalmış, ne de yardım görebilmişlerdi. |
| Ahmet Tekin Meali |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
| Ahmet Varol Meali |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler ne de yardım bulabildiler. |
| Ali Bulaç Meali |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Ne ayağa kalkabildiler ne de yardım alabildiler. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Artık ne ayağa kalkacak güçleri kalmıştı ne de yardım edenleri olmuştu. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti, ne de başkasından yardım görebildiler. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
| Edip Yüksel Meali |
Ne kalkabildiler, ne de yardım görebildiler. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
O vaktı bir kalkınmaya da güç yetiremediler, bir yardım da görmediler |
| Hasan Basri Çantay Meali |
İşte (bu sebeble) ayakda durmıya güç yetiremediler, yardım edenleri de olmadı. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (kendilerine) yardım edilen kimseler oldular. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
(Onları yakalayan azaptan dolayı) Ayakta durmaya güçleri yetmediği gibi, birbirlerine yardım bile edemediler. |
| Kadri Çelik Meali |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (birbirlerine) yardım edebildiler. |
| Mahmut Kısa Meali |
Azâbımız karşısında oldukları yere yıkılıverdiler; ne ayağa kalkabilecek dermanları kalmıştı, ne de kendilerini savunabilecek güçleri! |
| Mehmet Türk Meali |
Artık onlar ayağa kalkamadıkları gibi, kendilerine yardımcı da bulamamışlardı. |
| Muhammed Esed Meali |
çünkü yerlerinden kalkacak durumda bile değillerdi ve kendilerini savunamazlardı. |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
artık ne yerlerinden doğrulabildiler ne de kendilerini savunmaya mecal bulabildiler. |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık bir kalkınmaya da güç yetiremediler ve yardım görücüler de olmadılar. |
| Suat Yıldırım Meali |
Oldukları yerde çöke kaldılar, ne doğrulabildiler, ne de yardım gördüler. |
| Süleyman Ateş Meali |
(Yurtlarında çöküverdiler) Ne kalkabildiler, ne de (bu duruma) engel olabildiler. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Yerlerinden kalkamadılar, kimseden de yardım görmediler. |
| Şaban Piriş Meali |
Ne ayakta durmaya güçleri yetmiş, ne de yardım edilenler olmuşlardı. |
| Ümit Şimşek Meali |
Ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım gördüler. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ne kalkıp kaçabildiler ne de kendilerine yardım eden oldu. |
| M. Pickthall (English) |
And they were unable to rise up, nor could they help themselves. |
| Yusuf Ali (English) |
Then they could not even stand (on their feet),(5023) nor could they help themselves.* |