| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz ona (insana, imtihan edilmek üzere Hakk ve Bâtıl) 'iki yol-iki amaç' gösterdik (ve bunlarınarasında serbest bıraktık). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve ona iki sarp yol gösterdik. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Ve ona kötülüğün ve iyiliğin iki yolunu da göstermedik mi? |
| Ahmet Tekin Meali |
Ona iki yol gösterdik, iyilik ve kötülük, mükâfat ve sorumluluklarla ilgili aydınlatıcı bilgiler verdik.* |
| Ahmet Varol Meali |
Ona iki de yol gösterdik. |
| Ali Bulaç Meali |
Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Bir de ona, (hak ve bâtılı) iki yol gösterdik. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz ona iki görünen yol gösterdik (değil mi?) |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi? |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz ona (eğri ve doğru) iki yol göstermedik mi?. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi? |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? |
| Diyanet Vakfı Meali |
8, 9, 10. Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi? |
| Edip Yüksel Meali |
Ona iki yolu göstermedik mi? |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ona iki yolu gösterdik. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
İki de tepe gösterdik |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Biz ona iki de yol gösterdik. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Ona da (hayır ve şer) iki yol gösterdik. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Biz ona (insana) iki yol belirledik. |
| Kadri Çelik Meali |
Biz ona (iyilik ve kötülük olarak) iki açık yol göstermedik mi? |
| Mahmut Kısa Meali |
Ve ona doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneği bahşederek ve hakîkati apaçık ortaya koyan ayetler göndererek, cennete ve cehenneme giden iki yolu ona göstermedik mi? |
| Mehmet Türk Meali |
Biz ona (hak ve bâtıl olmak üzere) iki yol1 göstermedik mi?* |
| Muhammed Esed Meali |
ve ona [kötülüğün ve iyiliğin] iki yolunu da göstermedik mi? |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve ona (iyilik ve kötülüğün) açık seçik iki yolunu da göstermedik mi?[5735]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. |
| Suat Yıldırım Meali |
Ona hayır ve şer yollarını göstermedik mi? [76, 2-3] |
| Süleyman Ateş Meali |
Ona iki tepeyi (anasının iki memesini emmenin veya hayır ve şerrin yolunu) gösterdik. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Ona apaçık iki yol[*] gösterdik.* |
| Şaban Piriş Meali |
Ona iki de yol gösterdik. |
| Ümit Şimşek Meali |
Biz ona iki yolu da gösterdik.(2)* |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kılavuzladık onu iki tepeye. |
| M. Pickthall (English) |
And guide him to the parting of the mountain ways? |
| Yusuf Ali (English) |
And shown him the two highways?(6138)* |