| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Artık, "Ashab-ı Yemin"den (mutlu ve kutlu kesimden) selam Sana. (Ey Nebim, ki onlarla sevinip ferahlanırsın.) |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Artık esenlik sana sağ taraf ehlinden. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
artık sağcılardan sana selam denilecek. |
| Ahmet Tekin Meali |
“Sağduyulu hareket ederek, Allah'ın kitabına iman edip hayata geçiren, birbirlerine sabrederek mücadeleyi, merhametli davranmayı tavsiye eden, hayırlı sonuca ulaşan herkesten sana selâm olsun, selâmette ol, selâmettesin” denir.* |
| Ahmet Varol Meali |
Sağ ashabından sana selâm olsun. |
| Ali Bulaç Meali |
Artık, 'Ashab-ı Yemin'den selam sana. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Artık (ey sağcı), sana sağcı kardeşlerinden selâm olsun! (emniyet ve selâmet içindesin.) |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Ona, sağ tarafın ehlinden selam vardır. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
90,91. Eğer sağdakilerdense, kendisine, “Sağdakilerden sana selâm vardır” denilir. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
90,91. Eğer (ölen kişi) ahiret mutluluğuna eren (amel defteri sağından verilen) kimselerden ise, kendisine: “Selam olsun sana (ey) ahiret mutluluğuna eren kimse!” (denilir). |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Ey sağcılardan olan kişi, sana selam olsun!" denir. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
90,91. Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. |
| Diyanet Vakfı Meali |
«Ey sağdaki! Sana selam olsun!» |
| Edip Yüksel Meali |
"Sana sağdakilerden selam olsun!" |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"(Ey sağcı), sana sağcılardan selam!" |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
artık selâm sana Eshabi yemînden |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Artık sağcılardan selâm sana! |
| Hayrat Neşriyat Meali |
90,91. Eğer (o kimse) Ashâb-ı Yemînden ise, bunun üzerine (kendisine): “Sana Ashâb-ı Yemînden selâm olsun!” (denilecektir.) |
| İlyas Yorulmaz Meali |
“Sen cennete gireceklerden olduğun için “Sana selam olsun” denir. |
| Kadri Çelik Meali |
(Kendisine) “Defterlerini sağdan alanlardan selâm olsun sana (denir).” |
| Mahmut Kısa Meali |
Onlar da cennette iltifatlarla karşılanacak: “Senin gibi cenneti hak eden iyi insanlardan sana selâm olsun! Sonsuza dek mutluluk ve esenlik içinde yaşayacağın cennete hoş geldin!” denilecek. |
| Mehmet Türk Meali |
Ona da: “Ey sağ taraftakilerden (olan kişi!) Sana selam olsun!” denilir. |
| Muhammed Esed Meali |
[cennette şu sözlerle karşılanacaktır:] “Dürüst ve erdemlilerden [olan] sana selâm olsun!” |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Artık, (ey) sözünün eri olan bahtiyarlardan olan kişi: sana selam olsun! |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
İmdi sana Ashâb-ı Yemîn'den bir selâm (denilecektir). |
| Suat Yıldırım Meali |
90, 91. Eğer ashab-ı yeminden ise “Selâm sana ashab-ı yeminden! ” denilecek. [41, 30-32] |
| Süleyman Ateş Meali |
(Ey sağcı) Sana sağcılardan selam var! |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Uğurlu olan kimseler güven ve esenlik içinde olurlar. |
| Şaban Piriş Meali |
Sağ taraf halkından sana selam! |
| Ümit Şimşek Meali |
Selâm olsun sana Ashab-ı Yeminden. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona. |
| M. Pickthall (English) |
Then (the greeting) "Peace be unto thee" from those on the right hand |
| Yusuf Ali (English) |
(For him is the salutation), "Peace be unto thee",(5270) from the Companions of the Right Hand.* |