| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Hele (Azrail ruhunuzu alırken) can boğaza gelip dayandığında (ne yapacaksınız?) |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Hani can gırtlağa gelince. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Hani can boğaza gelip dayandığında, |
| Ahmet Tekin Meali |
Hele can boğaza dayanmaya görsün! |
| Ahmet Varol Meali |
Hele o can boğaza dayandığında! |
| Ali Bulaç Meali |
Hele can boğaza gelip dayandığında, |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
(Haydi sizi görelim), can boğaza dayandığı zaman!... |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Ya can boğaza dayandığı zaman, |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
83,84,85. Hele can boğaza dayandığı zaman. Siz o zaman, bakıp duracaksınız. O anda biz, ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.[605]* |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
83,84. Ya o can boğaza gelip dayandığı zaman, o vakit siz sadece bakıp durursunuz. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
83,84,85. Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! |
| Diyanet Vakfı Meali |
Hele can boğaza dayandığı zaman, |
| Edip Yüksel Meali |
Ya can boğaza dayandığı zaman? |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Can boğaza dayandığı zaman |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
O halde haydiseniz'â can hulkuma geldiği vakıt |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Hele (can) boğaza gelince, |
| Hayrat Neşriyat Meali |
83,84. Öyle ise, değil mi ki (can) boğaza geldiğinde, artık siz, o sırada (can çekişen o kimseye çâresizlikle) bakar durursunuz. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Can boğaza (ölüm) geldiğinde. |
| Kadri Çelik Meali |
O halde can boğaza gelip dayandığında. |
| Mahmut Kısa Meali |
Peki, içinizden birine ecel gelip can boğaza dayandığı zaman, |
| Mehmet Türk Meali |
83,84. Canın boğaza dayandığı ve sizin de (can çekişene) baka kaldığınız an var ya! |
| Muhammed Esed Meali |
Peki, öyleyse, 29 [ölüm döşeğindeki bir adamın] boğazına [son nefesi] dayandığında, |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Peki ama, ya can boğaza gelince ne olacak? |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. |
| Suat Yıldırım Meali |
Haydi görelim sizi, can boğaza geldiğinde, |
| Süleyman Ateş Meali |
Ya can boğaza dayandığı zaman? |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Canı boğazına gelmiş kişiyi bir düşünseniz! |
| Şaban Piriş Meali |
Hele bir can boğaza gelmiş olmasın. |
| Ümit Şimşek Meali |
Peki, ya can boğaza gelip dayandığında? |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman! |
| M. Pickthall (English) |
Why, then, when (the soul) cometh up to the throat (of the dying) |
| Yusuf Ali (English) |
Then why do ye not(5263) (intervene) when (the soul of the dying man) reaches the throat,-* |