| 
                  
                   أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ  
                       E lem neşrah leke sadrek(sadreke).  
                      Senin gönlünü açmadık mı? 
                     | 
              
| 
                  
                   وَوَضَعْنَا عَنكَ وِزْرَكَ  
                       Ve vedagnâ anke vizrek(vizreke).  
                      2,3. Belini büken yükünü üzerinden almadık mı? 
                     | 
              
| 
                  
                   الَّذِي أَنقَضَ ظَهْرَكَ  
                       Ellezî enkada zahrek(zahreke).  
                      2,3. Belini büken yükünü üzerinden almadık mı? 
                     | 
              
| 
                  
                   وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ  
                       Ve refa’nâ leke zikrek(zikreke).  
                      Senin şanını yükseltmedik mi? 
                     | 
              
| 
                  
                   فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا  
                       Fe inne maal usri yusra(yusren).  
                      Elbette güçlükle beraber şüphesiz bir kolaylık vardır. 
                     | 
              
| 
                  
                   إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا  
                       İnne maal usri yusrâ(yusren).  
                      Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. 
                     | 
              
| 
                  
                   فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ  
                       Fe izâ feragte fensab.  
                      Öyleyse, bir işi bitirince diğerine giriş; 
                     | 
              
| 
                  
                   وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْ  
                       Ve ilâ rabbike fergab.  
                      Ve ümit edeceğini yalnız Rabbinden iste.* 
                     |